Hişmendiya kurdî li cem kurdan

Geleneksel Kürtçe Eğitimi Kürt Topluluğunu Nasıl Etkiliyor?

Kürtçenin durumu hakkında konuştuğumuzda, toplum içinde Kürtçe eğitim alan insan sayısı oldukça azdır. Şehirlerin sokaklarında ve caddelerinde birçok Kürt, yıllar içinde kendi dillerinden koparak başka bir dile dönüşüyor. Milyonlarca Kürt çocuğu, zorluklarla karşılaşmadan okula gidemeden, kendi dillerinde bile kendilerini ifade edemiyorlar.

Kürtçenin eğitimi konusunda genellikle Ahmetê Xanî gibi kişileri hatırlarız, ancak dini okullardaki Kürt yazarlarına baktığımızda yazılı Kürtçenin onlar için bile Kürtçe olmadığını görürüz. Örneğin, Evliya Çelebi, Mîrê Badîna Mihemed Teyar Paşa gibi birçok Kürt prensi Farsça olarak eserler kaleme almıştır. Tehsin İbrahim Dosti’nin “Klasik Kurmancî Şiiri Şi’ra Baxê Îrem Geştek” adlı eserinde, durumu şu şekilde ifade etmektedir: “Kürt yazarların 19. yüzyıl şairlerinin eserlerinde daha çok Farsça kullanıldığını görüyoruz. Bu bağlamda, Mîrê Badîna Mihemed Teyar Paşa (Xeribî), Şêx Ebdilletîfê Şoşî (Seyfî), Meha Se’îdê Mizûrî (Mihrî), Ebdulezîzê Bitlîsî (Şeyda) ve diğerlerini görebiliriz.”

Bedirxan Bey ailesi dahi milliyetçi davası Stenbol’e gittiğinde, milliyetçilik ve Kürt dilini koruma bilinci asla cehalet ve faşizme yenik düşmez. Milli bilinç ve Kürt dilinin korunması konusunda İstanbul’daki entelektüeller arasında ilerleme kaydedilmiştir. 1898’de yayımlanan ilk Kurdistan gazetesiyle başlayan ve sonrasında İstanbul’daki topluluklar ve yayınlar.

Bununla birlikte, İstanbul’daki Kürtçülük ve Kürt dili için çalışan entelektüeller, geleneksel zihniyete meydan okuyorlar. Örneğin, Khelil Xeyali, “Ziman û Nezaniya Kurdan” adlı bir makalede şunları yazıyor. Makalenin başlangıcında şunlar söylenmiştir: “Beni ne kadar kıskanıyor da kıskanmıyorlar, komşumuzla Kürtçe konuşmamıza ve çocuklarının Kürtçe ders almasına izin veriyorsa zor olmasalar gerek.”

Bu konuda Serdar C. J. Edmonds’un “Kürt Gazetesi Rozh-i Kurdistan” adlı makalesinde daha ilginç bir örnek verilmektedir. Belki de bu makalenin yazılmasının sebebi budur. Edmonds, 1922’de yayımlanan bir gazete olan ve Güney Kürdistan’ın durumunu duyuran bir makaledir. Ona göre İngiliz yetkililer, resmi dil olarak Türkçe olan ve yazışma alanında Farsça olan Kürdî’nin, Kürtler için resmi dil olarak ilan edilmesi sonucunda, Güney Kürdistan’daki Kürt milli taleplerinin güçlendirilmesine yardımcı oluyor. Yerel yöneticilerin Kürtçe ve Kürtçe yazma hırsıyla alay etmesine karşılık, bir Kürt lideri, “Britanya Hükümeti dünya çapında cömertlik ve ahlaklarıyla biliniyor, neden biz bu cömertlik ve ahlaki değerlere itaat etmek zorunda kaldık ve kendi dilimizle yazmak zorunda kaldık?” Şimdi, Güney Kürdistan’da işler değişti ve yazılı Kürtçe yerini aldı.

Ayrıca bugün Kürtler arasında okuma ve yazma oranı artmış durumda. Diyarname.com’un her yıl düzenlediği çalışmaya göre sadece 2024 yılında 338 Kürtçe kitap yayınlandı, bunların 74’ü roman. Bu, yazılı Kürtçenin büyük bir ilerleme kaydettiğini gösteriyor. Ancak yazılı Kürtçenin konuşmadaki eksikliği ve günlük hayata katkı sağlayamaması durumu daha da kötüleştiriyor. Bu nedenle konuşulan Kürtçe, anadili gibi canlı ve gelişmeli, yazılı Kürtçeyle uyumlu olmalıdır.

Kaynaklar:

[1] Bruinessen (1985). Onyedinci Yüzyılda Kürtler ve Dilleri: Kürt Lehçeleri Üzerine Evliya Çelebinin Notlar. Studica Kurdica, H. 1-3

[2] Dostkî, Î. T. (2020). “Baxê Îrem Geştek li Nav Şi’ra Kurmancî ya Klasîk de. Amadekar: M. Zahir). Weşanên Dar, Amed.

[3] Modanî X. (1913). Rojî Kurd, hejmar 2, r. 161, ji nû ve çapkirin, Koma Xebatên Kurdolojiyê, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, 2013.

[4] Major C. J. Edmonds (1925) A Kurdish newspaper: “Rozh‐i‐Kurdistan”, Journal of The Royal Central Asian Society, 12:1, 83-90, DOI: 10.1080/03068372508724889 (http://dx.doi.org/10.1080/03068372508724889)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir